12 Ağustos 2017 Cumartesi

AĞRI'LI 85'LİK GÜREŞÇİ, "Ben güreşçiyim, genç yaşlarımdan itibaren güreş sporu ile ilgiliyim. Güreş Federasyonu bünyesinde Yurt içinde ve yurtdışında çeşitli yarışmalara katıldım. Büyük başarılara imza attım, şampiyonluklarım, madalyalarım var..."

AĞRI'LI 
85’LİK GÜREŞÇİ     
Çankaya’dan  otobüse bindiğimde saat 11’e geliyordu.  Otobüs çok kalabalık olmamakla birlikte, insanlar ön kısımda kümelenmişti.  Arka kısımdaki boş yerlere geçebilmek kolay görünmüyordu. Orada sıkışıp kalmak da rahatsız ediciydi. Önümdeki bayana kibarca “izin verir misiniz geçeyim” dediğimde bayan bana yol vermek yerine kendisi önündeki insanları sıkıştırarak geçmeye çalıştı, ama fazla ilerleyemedi. Benim geçmeme de  fırsat tanımayınca arada iyice sıkışıp kalmıştım. Bir süre bekledim, baktım  olmuyor yeniden bayana yönelip, sesimin tonunu biraz daha yükselterek “hanfendi izin verir misiniz geçebilir miyim?” dediğimde  sert bir biçimde yüzüme bakarak ve sesinin tonunu da biraz yükselterek “buyurun” dedi ve geçip otobüsün arka kısmındaki geniş alanda kenara yaslanarak durdum. Bana yol vermekte zorlanan bayan benim açtığım aralıktan yararlanarak gelip benim yanımdaki boş bir yere tutundu. Rahat bir nefes almış, yolumuza devam ediyorken, bir anda önümüzde yaşlı, ayakta zor durabilen  bastonlu  bir bey belirdi. Bir yere tutunmadığı için tam dengesini kaybedip düşmek üzereyken ben kolundan tutup dengesini sağlamasına yardımcı oldum. Bir baktım yanımdaki bayan da diğer kolunu tutmuş düşmemesi için destek oluyordu. Düşme tehlikesi atlatan beyi gören orta yaşlı bir bey kalkarak yerini ona vermek istedi. Yaşlı adam şiddetli bir tepkiyle yanıt verdi yerini veren beye;
“Siz oturun, koskocaman adamsınız ben nasıl sizin yerinize otururum,  ben kimim ki sizin yerinize oturayım? Siz oturun!” Oturun!”
Yerini veren orta yaşlı bey, bunun bir tepki ve sitem  yaklaşımı olduğunu anlamıştı, hafiften kızardı, kenara çekildi, ortamdan uzaklaşmak için diğer yolcular arasından sıyrılarak gerilere doğru yürüdü.
Yaşlı adam, arkasından hala mırıldanıyor, gösterilen yere oturmamakta direniyordu. Koluna girmiş düşmemesi için sıkıca tutuyordum. Boş koltuğa doğru yönelttim ve koltuğa oturttum. Sinirleri geçmemişti, hala bir şeyler mırıldanıyordu.  Elini tuttum, iki elimin arasına aldım,  konuşmadan işaretle sakin olmasını  anlatmaya çalıştım.  Elimi omzuna atıp hafifçe bastırarak bir kediyi okşar gibi sıvazlayarak  yerime döndüm.
Kadın, erkek, yaşlı, genç, öğrenci tüm yolcular bir orta oyunu izlermişcesine olanları dikkatle izliyor, kimileri yaşlı adamın tepkisini gülümseyerek, kimileri de şaşkınlıkla karşılıyor; Otobüs hızla yoluna devam ediyordu, ben de ineceğim yere yaklaşıyordum ki yaşlı adam bana dönerek, “Ulusa’a geldiğimizde bana haber verebilir misin?” diye sordu.
“Tabii ki amcacığım, ama ben  sizden önce Kızılay’da ineceğim, başka yolculara sormanız gerekiyor.” dediğimde gözlerinin içinin güldüğünü fark ettim. O sinir küpü adam gitmiş, yerine sevecen, güler yüzlü, melek gibi bir insan gelmişti sanki.
“Siz ne kadar iyi bir insanmışsınız, yüzünüzden belli.”  dedi.
Sakinleştirip, yerine oturttuğum için duygulanmıştı anlaşılan
“Teşekkür ederim amcacığım, siz de iyisiniz.” Bu yanıt onu bir hayli rahatlatmıştı. Sohbeti sürdürmek istiyordu, ara vermeden  sonraki  soru geldi.
Nerelisin? diye sordu, Bitlisli olduğumu söyledim.
“Ben de Ağrılıyım” diyip, başladı anlatmaya;
“Beş altı yaşlarımda Ağrı’dan çıkmışım. Elli yılı aşkın bir süredir Ankara’da yaşıyorum. Ben güreşçiyim, genç yaşlarımdan itibaren güreş sporu ile ilgiliyim.  Güreş Federasyonu bünyesinde  Yurt içinde ve yurtdışında çeşitli yarışmalara katıldım. Büyük başarılara imza attım, şampiyonluklarım, madalyalarım var.  Beni babam yetiştirdi, babam  120 kiloydu, çok iyi bir güreşçiydi. Ağrı, Erzurum ve Kars’ta çok tanınan bilinen bir insandı.
Ben 85 yaşımdayım, çok sakatlıklar, hastalıklar geçirdim.  Bu sporu yaparken kaburgalarım kırıldı,  iki defa ameliyat oldum.
Bir kaza geçirdim 146 gün bitkisel hayat yaşadıktan sonra iyileştim. Şimdi kanser olduğumu söylüyorlar, gene ameliyat olacağım.
Çocuklarımı iş güç sahibi yaptım evlerini aldım, evlendirdim, torunlarım var.”
Ağrılı 85’lik Güreşçi amcanın anlatacağı çok şey vardı, ne var ki otobüs Kızılay durağına gelmişti, inmem gerekiyordu, inmeden önce ona dönerek;
“Amcacığım ben iniyorum, bak, buradan sonra durakları say, birincide değil, ikincide değil, üçüncü durakta ineceksin. Orası Ulus’tur, birilerine de sorabilirsin.
Haydi sana güzel ve sağlıklı günler diliyorum. Hoşçakal” diyip otobüsten indim.
Sakarya Caddesinden ofise doğru yürürken  kafamda beliren sorulara yanıt arıyordum.
Keşke otobüsten inmeyip Ulus’a kadar onu dinleseydim, adını sorsaydım, başarılarını öğrenseydim,  sorunlarını paylaşsaydım, gerçek bir kahraman olup olmadığını anlasaydım.  Keşke!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder